Diş İmplantı Hakkında En Çok Merak Edilenler

Diş implantı; kaybedilen dişin yerine uygulanan özel malzemelerden yapılmış yapay diş kökleridir. Vidalı diş olarak da bilinen diş implantıları günümüzün en çok uygulanan işlemleri arasında yer almaktadır. Diş konusu hemen hemen herkes için endişe ve korku yaratacak bir durum haline gelebilmektedir. İşlem süresi, işlem sırasında uygulamaları kişileri endişe duymaya itmektedir. Diş implantı için birçok çeşit bulunmaktadır ve kişinin diş yapısına bağlı olarak uzman hekimlerce tedavi süreci planlanmaktadır. Diş implantı uygulaması için kişinin kemik gelişimini tamamlamasına bakılmaktadır ve sınır olarak 18 yaş belirlenmiştir. Tabi ki ilerleyen yaşlarda yani yaşlılık sürecinde de diş implantı uygulamaları yapılmaktadır. Diş implantı sırasında hastaların en çok korku duyduğu durum da ağrı duyup duymayacaklarıdır. Diş implantı uygulaması için kişiye lokal anestezi yapılmaktadır ve ağrı hissi duyulmaz. İmplant süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir çünkü işlem tamamen kemik yapısına bağlıdır. Diş implantları yapay olmasına rağmen kişinin öz dişi görevini görecek kadar uyumludur. Uygulama sonrası kişi çiğneme, gülme gibi durumlarda sorun yaşamayarak rahatlıkla hareket edebilmektedir. İşlem bölgesinde operasyon sonrası ufak çapta ağrı ve şişlik oluşmaktadır ve bu durum geçici bir süreçtir. Diş implantı konusu ile ilgili birçok kişinin merak ettiği sorular vardır ve haliyle operasyon öncesi soru işaretlerini gidermek istemektedirler. Diş implantı hakkında en çok merak edilenlerden birkaçını aşağıda ufak bilgilerle açıklayacağız.

Diş implantının ömrü ne kadar?

Diş implantlarının uzun süre kalıcı olması, tamamen kişiye bağlı bir durumdur. Kişi diş protezine ne kadar özen gösterir ve ne kadar dikkat ederse implantın süresini o kadar uzatmaktadır. Diş implantına kişi tarafından yeteri kadar özen gösterildiği taktirde implantın ömrü 25-30 yıla kadar dayanabilir. Doktor önerilerinin dışına çıkılmaması, yeme içmede dikkatli olunması implantın süresini bir hayli uzatacaktır.

İmplant diş çürür mü?

Diş implantı yaptıracak olan kişilerin merak ettikleri konulardan biri de implant dişin çürüyüp çürümediğidir. Diş implantlarının çoğu doğal dişlere yakınlık gösterdiği için çürüme yapması söz konusu değildir. Diş implantları mutlaka uzman diş hekimleri tarafından yapılmalıdır ve etkili sonuçlar ancak o zaman görülebilmektedir. Doğal dişe yakın özelliklerde olan implantların kemik ile bütünleşmesi 3 ay gibi bir süreyi almaktadır. Arkasından implantın üzerine porselen ya da zirkonyum dişlerin eklenmesi sonucu kişi doğal dişlerine kavuşma sürecini tamamlamaktadır.

Diş implantı kimler için uygundur?

Diş implantı yapılabilmesi için kişinin kemik gelişimini tamamen tamamlaması gerekmektedir. Diş implantı için kişinin uygun olup olmadığı çekilen röntgen ile belli olmaktadır. Bazı hastalıklar durumunda diş implantı yaptırabilmek için düzene girebilecek bir hastalık ise hastalığın düzelmesi beklenir. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde ise tedavi öncesinde ilaç alımı kesilmektedir. Olası risklere karşı tedavi öncesi önlemlerin alınması oldukça önem taşımaktadır. Diş gelişiminin yanında ayrıca çene ve yüz gelişiminin tamamlanması da tedavi için aranan kriterler arasındadır.

Diş implantı hangi durumlarda yapılamaz?

Diş implantı; eksik dişlerin yerini dolduran vidalı aletlere verilen addır. Diş yapısında eksiklik yaşayan kişiler fonksiyonel olarak birçok sıkıntı çekmekte ve aynı zamanda psikolojik olarak da estetik görüntü bakımından olumsuz etkilenmektedir. Diş implantı yapılmadığı durumda etkin bir çiğneme eylemi olmamaktadır. Diş implantı seçenekleri diş kaybı yaşayan hastalar için hayat kurtarıcı bir hal almaktadır ve güzel bir gülüş sağlamaktadır. Diş implantı; günümüzde çokça uygulanan işlemler arasında yer almaktadır ve sonuçları memnun kalınacak seviyededir. Diş implatı işlemi için uygun olan ve uygun olmayan adaylar mevcuttur ve genel sağlık durumu iyi olan, diş gelişimini tamamlamış bireyler, ağız bakımına önem veren kişiler ve çene, kemik yapısını tamamlamış olan kişiler diş implantı için uygun adaylar arasında sayılabilmektedir. Fakat implant tedavisinin uygulanmadığı bazı durumlar da vardır ki bunlardan en önemlisi kişinin çene ve kemik yapısının tamamlanmamış olmasıdır. Aynı zamanda sigara ve alkol kullanımı da diş implantı uygulamak için uygun bir koşul değildir. Diş implantı tedavisi seanslar çerçevesinde yapılmaktadır ve aşama aşama hastanın durumu izlenerek hareket edilmektedir. Diş implantı uygulama sonrası kişide artık hiçbir eskisi gibi değildir ve her şey daha iyi hale gelmiştir. Diş implantı; kişiye yemek yeme kolaylığı, özgüven, ağız sağlığı, mükemmel görünüm, akıcı konuşma ve dayanıklılık gibi birçok avantaj sağlamaktadır. Diş implantı yaptırmaya karar veren kişiler işlem esnasında ağrı ve acı duyacağını sanarak yaptırıp yaptırmamakta tereddüt etmektedir. Diş implantı esnasında kişi herhangi bir ağrı ve acı duymaz, anestezi eşliğinde ve uzman diş hekimleri tarafından yapılmaktadır.

Çekilen diş yerine implant ne zaman yapılabilir?

Çekilen dişin yerine başka diş uygulanması yani implant uygulama işlemi; enfeksiyon, kist, iltihaplanma durumları meydana geldiğinde 2-3 ay süre ile ertelenmektedir. Bu komplike olayların varlığında dişe implant uygulanması olası başka hastalıkların da gün yüzüne çıkmasına sebebiyet verebilmektedir.

Diş implantı kansere neden olur mu?

Diş implantı yaptırmak isteyen kişiler implant maddesinin dişine yaptırdıktan sonra kendinde herhangi bir kanser oluşturup oluşturmayacağını merak etmektedir. Diş implantları titanyum maddesinden üretildiği için kanser yapma riski mümkün değildir. Titanyum metali, sadece implantta değil ortopedide de sıklıkla kullanılmaktadır. Diş implantları, kişiler tarafından güvenli bir şekilde kullanılmaya devam edilmektedir.

Diş implantı sonrası diş fırçalanır mı?

Diş implantı uygulaması sonrası diş bakımına çok dikkat edilmelidir. İmplant yapılan alanda olası bir risk meydana gelmemesi için diş temizliğinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. İmplant diş ile çevre dişlerin arası ara yüz fırçası ile temizlenmelidir. İmplant üstü çıkartılıp takılan protezlere sahip olan kişiler diş fırçası veya diş ipi kullanarak temizleme işlemini gerçekleştirir.

Yaş almaya ve diş bakımına özen göstermemeye bağlı olarak gelişen diş kaybının etkilerini en aza indirmek için uygulanan diş implantı, çene kemiğine yerleştirilen cerrahi bir protezi temsil eder. Çene kemiğine cerrahi olarak yerleştirilen farklı maddelerden üretilen ve eksik dişin yerine koymak için takılan protezden oluşan diş implantı, birçok kişinin sağlıklı bir şekilde ağzını kullanabilmesi için uygulanır.

Diş implantları, yeni diş için sağlam bir temel sağladıkları ve çene kemiğinin doğal yapısını korumaya yardımcı oldukları için eksik dişlerin yerine konması için popüler bir seçenek olarak göze çarpar. Çoğunlukla uzun ömürlü ve çeşitli darbelere de dayanıklı olmaları ile bilinir.

Bir diş implantının son şeklini alması aslında yerleştirme prosedürü çerçevesinde gerçekleşir. Çene kemiğinin hazırlanması, implantın yerleştirilmesi ve bir prostetik cihazın dişin takılması dahil olmak üzere birkaç adımı içerir.

En İyi İmplant Markaları Nelerdir?

Diş implantı konusunda çalışan ve dünyada pek çok ülkedeki hastaneler tarafından kullanılan markalar mevcuttur. Bunları en iyi yapan özellikler ise şunlardır:

Kullanılan malzeme: İmplantın üretildiği malzemenin sağlamlığı markanın kalite düzeyini de belirler. Sağlam olarak üretilen ürünler her zaman daha fazla tercih edilir.

Klinik onay: İmplant markasını öne çıkartan bir başka detay ise klinik testlerden geçmiş olmasıdır. Klinik olarak onay alan marka dünya genelinde kullanılabilir olur.

Garanti: Üretilen implantın satış sonrasında garantisinin verilmesi ve herhangi bir nedenden dolayı işlevsiz hale gelmesi sonrasında direkt bu işle ilgilenmesi birçok kişi tarafından markanın tercih edilmesini sağlayabilir.

Maliyet: Markanın maliyetleri en aza indirmesi de kişilerin tercih etmesinde etken olur.

Bu tür etkenler en iyi implant markalarını belirlemekte kullanılan kıstaslardır. Hem bireysel ihtiyaçlar hem de kurumsal olarak muhattap bulunması markaları öne çıkartmaktadır.

Alman İmplant Markaları

Alman implant markaları en fazla tercih edilen modelleri içeren ürünleri piyasaya sürmektedir. Bunlar arasında Straumann, Nobel Biocare, Zimmer Biomet, Dentsply Sirona gibi markalar bulunmaktadır. Bireysel olarak belirlenen ihtiyaçlara bu markalar cevap veriyorsa tedavi aşamasında kullanılabilir.

İsviçre İmplant Markaları

İsviçre’de üretilen ve tüm dünyada kullanılan markalar arasında, Camlog ve BioHorizons’u sayabiliriz. Bu markalar İsviçre ve dünya sağlık yasalarına uygun üretim yaparlar ve kişilerin implant ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde cevap verirler.

Kore İmplant Markaları

Kore olarak bilinen Güney Kore’de üretilen ve tüm dünyada kabul görmüş markalar arasında, Osstem Implant, 3M, Dentsply Sirona, Zimmer Biomet gibi isimler yer almaktadır. Bu markalar ülkemizde de sıklıkla kullanılmaktadır.

Yerli İmplant Markaları

Türkiye’de üretimi yapılan ve kullanılan yerli implant markaları arasında, Omnitech, Nucleoss, Implance, Mode, Evoss, DTI gibi şirketler yer almaktadır. Hastanemizde hastanın tıbbi uygunluk durumu ve tercihine göre uygun implant kullanılmaktadır ve bu da hastalarımızın ihtiyaçlarına sağlıklı yanıt vermektedir.

Diş implantları, diş eksikliği durumunda doğal dişin yerini almak amacıyla kullanılan etkili ve uzun vadeli bir tedavi seçeneğidir.

Bu cerrahi müdahalede, titanyumdan yapılmış vida benzeri implantlar çene kemiğine yerleştirilir. Çene kemiği ile entegre olarak kaynaşan implantlar, güçlü bir destek sağlayarak çiğneme fonksiyonunu restore eder. Ayrıca, çene kemiğindeki kayıpları önler ve estetik bir görünüm sunar.

Diş implantları, diğer tedavi seçeneklerine göre daha uzun ömürlüdür ve hastanın yaşam kalitesini artırır. Bilimsel araştırmalar, diş implantlarının uyumluğunu ve uzun vadeli başarı oranını desteklemekte, bu da onları diş hekimliğinde güvenilir bir çözüm haline getirmektedir.

Diş İmplantı Sonrası Ağız Bakımı ve Hijyen Önerileri

Diş implantı sonrası uygun ağız bakımı, implantın uzun vadeli başarısını etkileyen kritik bir faktördür. İmplant yerleştirilen bölgenin temiz tutulması, enfeksiyon riskini azaltır ve implantın çevresindeki dokuların sağlıklı kalmasını sağlar. Diş ipi ve yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanmak, implantın etrafındaki dişetlerine zarar vermeden plak ve kalıntıları temizlemeye yardımcı olur. Antibakteriyel ağız gargaralarının düzenli kullanımı da önerilir.

Diş İmplantı Riskleri ve Yan Etkileri Nelerdir?

Diş implantları genellikle güvenli ve etkili bir diş tedavisi seçeneği olarak kabul edilir. Ancak bazı riskler ve yan etkiler vardır. Enfeksiyon, implant yerleştirilen bölgede meydana gelebilecek bir komplikasyon olabilir. Ayrıca, çene kemiğinde yetersiz miktar veya kalitede kemik, implantın uygun bir şekilde entegre olmasını zorlaştırabilir. İmplantın yerleştirildiği bölgedeki sinir veya diğer anatomik yapılarla ilgili komplikasyonlar da nadiren görülebilir.

Diş İmplantı Sonrası Beslenme Önerileri

Diş implantı sonrasında uygun beslenme, başarılı bir iyileşme süreci için kritiktir. İmplant cerrahisi sonrasında ilk günlerde yumuşak ve soğuk yiyecekler tercih edilmelidir, çünkü sıcak ve sert gıdalar implant bölgesine zarar verebilir. Cerrahi bölgeye baskı yapmamak adına keskin kenarlı veya küçük parçalı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Proteinden zengin gıdalar, dokuların onarımını destekleyerek iyileşme sürecini hızlandırabilir.

Diş İmplantı Sonrasında Nelere Dikkat Edilmeli?

Diş implantı sonrasında dikkat edilmesi gereken birkaç önemli faktör bulunmaktadır. İlk olarak, implant yerleştirilen bölgenin temizliğine özel bir özen gösterilmelidir. Diş fırçası ve diş ipi kullanımı, enfeksiyon riskini azaltarak implantın uzun vadeli başarısını artırabilir. Ayrıca, sert ve keskin kenarlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Bunun temel nedeni bu tür gıdalar implant bölgesine zarar verebilir. Sigara kullanımı da implantın başarılı entegrasyonunu olumsuz etkileyebilir.

Diş İmplantı Sonrası Dişlerin Bakımı Nasıl Olmalı?

Diş implantı sonrası diş bakımı, implantın uzun vadeli sağlığını sürdürmek için hayati önem taşır. İlk günlerde, diş etlerinin şiş olabileceği düşünülerek nazik bir diş fırçası ve diş ipi kullanılmalıdır. Antimikrobiyal ağız gargaralarının kullanımı, enfeksiyon riskini azaltabilir. Ayrıca, sert ve yapışkan yiyeceklerden kaçınılmalı. Çünkü bu tür gıdalar implant bölgesine zarar vererek, ömrünü ciddi anlamda azaltabilir.

Formu doldurun, sizinle hemen iletişime geçelim !

    * Verdiğiniz kişisel veri ve iletişim bilgileriniz, Kaş Sağlık Hizmet ve Ürünleri Kimya San. Tic. Ltd. Şti (Kaş Tıp Merkezi) tarafından Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında kayıt altına alınır, işlenir ve muhafaza edilir. Detaylı bilgi için kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikamızı* ve aydınlatma metnini* okuyabilirsiniz.

    Ağız ve Diş Sağlığı

    Güzel bir gülümseme kadar insanı güzel gösteren başka bir şey yoktur. Parlak dişlere ve sağlıklı bir ağıza sahip olmanın yolu da ağzımıza gereken önemi göstermekten geçer.

    Dolgu, köprü, implant, diş eti hastalıkları , çapraşık diş tedavisi gibi her türlü diş hastalığının teşhis ve tedavisi kliniğimizde gerçekleştirilmektedir. Diş ünitelerimizde Avrupa’dan ithal son model cihazlarla muayene ve tedaviler yapılmaktadır. Hijyen ve sterilizasyona azami dikkat edilmekte, muayene aletleri tek tek paketlenerek sterilize edilmektedir.

    İmplant

    Diş eksikliği hem estetik hem de fonksiyonel olarak kişiye birçok problem yaratmaktadır. Kişi etkin bir çiğneme gerçekleştirememekte, ağız kapanışında yaşayabileceği sorunlar sonucunda çene ekleminde istenmeyen durumlar oluşabilmektedir. Sağlık problemlerinin yanında oluşan estetik dışı görüntü kişide özgüven kaybına yol açmaktadır.

    İmplant; eksik dişlerin yerine konması amacıyla çoğunlukla vida şeklinde olan, çene içine yerleştirilen yapay bir diş köküdür. İmplantlar genellikle titanyumdan yapılmaktadır. Titanyum implantlar yüksek doku uyumu nedeniyle yüksek başarı oranına sahiptir. İmplant, tek diş eksikliğinden hiç dişi olmayan hastalara kadar çok geniş bir yelpazede uygulanabilir olduğu için diş hekimliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

    İmplant işlemi iki aşamadan oluşmaktadır. Daha ileri cerrahi uygulama gerektiren durumlar haricinde standart bir implant uygulamasında, ilk etapta implantın yerleştirileceği bölge lokal anesteziyle uyuşturulur. Ardından diş eti kaldırılarak daha önce belirlenmiş olan kemik kalınlığı ve yüksekliğine uygun olarak implant için kemikte yer hazırlanarak implant yerleştirilir. İkinci aşamada ise implantın çeneyle bütünleşmesi için bir süre beklenildikten sonra implantın üzeri açılır ve dişi taklit eden kısım yerleştirilerek protez işlemlerine başlanır.

    İmplantın vücut tarafından reddedilmesi söz konusu değildir. Ancak iyileşme döneminde ortaya çıkabilecek enfeksiyonlar, ağız hijyenine dikkat edilmemesi, aşırı alkol ve sigara tüketimi gibi etkenler implantın kemik ile birleşmesini engelleyebilir.

    Düzenli diş hekimi kontrolü ve iyi bir ağız hijyeni ile implantlarınızı uzun yıllar boyunca kullanabilirsiniz.

    Diş Beyazlatma

    Sararan dişlerinizden şikayetiniz varsa, dişlerinizin daha beyaz görünmesini istiyorsanız diş beyazlatma yöntemi ile bu soruna çözüm bulmak çok kolay. Bembeyaz dişlere sahip olmak için uygulanan diş beyazlatma işlemi (bleaching) özellikle son zamanlarda birçok kişinin tercihidir. Diş beyazlatma işlemi 2 şekilde yapılıyor. Bunlardan birincisi ofis tipi beyazlatma diğeri ise ev tipi beyazlatmadır.

    Beyazlatma işlemi öncesinde dişlerde mevcut olan dış kaynaklı renklenmeler (çay, kahve, sigara vb.) ve diş taşlarının uzaklaştırılması amacıyla diş temizliği yapılır. Ön dişlerde daha önceden yapılmış estetik dolgular varsa, beyazlatma sonrası bu olguların oluşacak renk farkı nedeniyle değiştirilmesi gerekebileceği unutulmamalıdır. Aynı şekilde dişin görünen yüzeylerinde çürük veya çürük başlangıçları varsa beyazlatma işleminden önce temizlenmelidir.

    Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra dişetlerine beyazlatma ajanının yumuşak dokuda meydana getirdiği yan etkilerin önüne geçmek için koruyucu tabaka (gingival bariyer) uygulanır ve ışık kaynağı kullanılarak sertleştirilir.Sonrasında beyazlatma ajanı dişler üzerine sürülerek ışın kaynağına tabi tutulur.

    Bu işlem 15 er dakikalık 3 seans şeklinde uygulanır.Tüm işlem yaklaşık 1 saatte tamamlanır.

    Ofis tipi diş beyazlatma tek seferde bitmesi sebebiyle ev tipi beyazlatmaya göre daha avantajlıdır. Ayrıca işlemin hekim tarafından yapılmasıyla yanlış uygulamaların önüne geçilip daha kontrollü ve doğru bir uygulama yapılmasına imkan verir.

    Fakat ofis tipi beyazlatmada dişlerin sadece görünen yüzeyleri beyazlatılabilmektedir.

    Uygulama sonrası dişlerin rengi 2 ile 3 tona kadar açılabilmektedir. Ancak bunun kişiden kişiye göre değişebileceği unutulmamalıdır.

    Ev tipi beyazlatma, bir hekimin talimatları doğrultusunda kişinin evde kendi kendine uygulayabildiği beyazlatma yöntemidir.

    Bu işlem öncesinde de öncelikle diş temizliği yapılır.

    Hastadan alınan ölçü ile kişiye özel bir aparey (kalıp) hazırlanır.

    Hasta kendisine tüp şeklinde verilen beyazlatma ajanını bu apareyin içerisine koyarak 3-4 gün arayla en az 4 saat olmak kaydıyla dişlerine uygular.

    Bu yöntemi özellikle of is tipi beyazlatmada istediği sonucu elde edemeyen kişilere pekiştirme olarak veya sürekli bir beyazlık isteyen hastalara öneriyoruz.

    1-Beyazlatma işlemi sonrasında 24 saat içinde elektrik çarpması, iğne batması şeklinde tarif edebileceğimiz hassasiyetler olabilir. İşlemden yarım saat önce ve işlem sonrasında alacağınız herhangi bir ağrı kesici bu hassasiyeti azaltacaktır.

    2-İşlem sonrası hassasiyeti attırabileceği için 24 saat süreyle çok sıcak-soğuk besinler tüketilmemelidir.

    3-Asitli yiyecek ve içecekler 24 saat boyunca tüketilmemelir. Aksi takdirde hassasiyetiniz daha çok artacaktır.

    4-Dişler günde en az 2 defa ve daha dikkatli temizlenmeye devam edilmelidir.

    5-Beyazlatma geri dönüşümü olan bir işlemdir. Bu nedenle özellikle işlem sonrasındaki 24 saat ve takibindeki bir kaç gün renklenmeye sebep olan ya da gıda boyası içeren yiyecek ve içecekler (çay,kahve,kakao,çikolata,salça,kırmızı şarap,renkli soslar,meyve suları vb. ) tüketilmemelidir.

    6-​Tütün ve tütün ürünleri (sigara,pipo vb.) diş rengi üzerinde olumsuz etki yaratacağından tüketimine dikkat edilmelidir.

    Tüm bu hususlara dikkat edilmediği takdirde diş renginiz kısa sürede eski haline geri dönebilir.

    Diş Eti Hastalıkları

    Ağız ve diş sağlığı bir bütün olarak düşünülmektedir. Bu nedenle dişlerin sağlığı kadar dişleri çevreleyen sert (kemik) ve yumuşak dokuların (diş eti) sağlığı da çok önemlidir. Diş eti hastalıklarının en önemli belirtisi kanamalardır. Kendiliğinden kanamaya başlayan diş eti ya da diş fırçası veya diş ipi kullanımı esnasında oluşan kanamalar diş etlerinin iltihaplı olduğunun göstergesidir.

    Şiş, kırmızı, düzensiz görünümlü dişeti, bunun yanı sıra dişlerin çevresini saran diş taşları, ağız kokusu, dişlerde sallanma veya uzama görüntüsü de dişeti hastalığı varlığının belirtisidir.

    Kırmızılaşan, şişen, düzensiz görünen dişeti, dişlerin çevresinde oluşan diş taşları, ağız kokusu, dişlerde sallanma ve uzamaya benzer görüntü de diş eti hastalığının varlığına işaret etmektedir.

    Dişlerde oluşan bakteri plakları diş eti sağlığını etkileyen en yaygın faktördür. Diğer etkenler ise sigara, stres, hormonal değişiklikler, genetik faktörler, kullanılan ilaçlar, diyabet gibi sistemik hastalıklar, yanlış uygulanan kaplama ve dolgulardır.

    Diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesi (küretaj) tedavinin başlangıcıdır. İlerleyen vakalarda gingivoplasti, flep operayonları, kron boyu uzatma gibi ileri cerrahi teknikler uygulanır.

    DİŞ TAŞI TEMİZLİĞİ

    Diş taşı temizliği, diş hekimleri tarafından uygulanan en basit ve ağrısız tedavidir. Genellikle herhangi bir anesteziye gerek duyulmaz. Ancak ağrı eşiği düşük olan veya şiddetli dişeti çekilmesi olan hastalarda oluşabilecek hassasiyeti ortadan kaldırmak için lokal anestezi uygulanabilir. Böylece hasta işlem sırasında hiçbir sızı duymamaktadır.

    Hayır vermez. Diş taşı temizliğinde diş dokusu değil, diş yüzeyindeki yabancı oluşumlar (plak, diş taşı) temizlenir. Diş taşı temizliğinde kullanılan aletler diş yüzeyinde çiziklere yol açmamaktadır.

    Diş taşı temizliği esnasında çok düşük miktarda kanama olması doğaldır. Bu kanamanın miktarı o kadar azdır ki hasta genellikle bunun farkına dahi varmaz. İleri düzeyde diş eti hastalığı olan bireylerde kanama biraz daha fazla olabilir, ancak hiçbir zaman cerrahi işlemlerdeki gibi bir kanama olmaz.

    Diş taşları diş eti hastalıklarına neden olan en yaygın faktördür. Diş taşı temizliği, diş ve diş eti sağlığı bakımından kesinlikle uygulanması gereken bir tedavidir. Altı ayda bir yapılacak diş hekimi kontrollerinde, fırçanın ulaşamadığı ya da iyi fırçalanamayan bölgelerde oluşan diş taşları, hekim tarafından temizlenmelidir. Bunun hastaya hiçbir zararı olmamakla birlikte, sürekli diş taşı oluşumu görülen hastaların, diş hekiminin önerdiği aralıklarla bu işlemi yaptırması gerekmektedir.

    Dolgular, protezler, implantlar vb. diş tedavilerinden önce diş taşı temizliği yapılarak diş eti hastalığının tedavi edilmesi gerekmektedir.

    Diş taşı temizliği yapıldıktan sonra çok çabuk diş taşı oluştuğunu düşünüyorsanız, dişlerinizi doğru fırçalamıyor olabilirsiniz. Diş fırçalama şeklinizi gözden geçirmelisiniz. Diş taşı temizliğinin ardından doğru bakım ve fırçalamayla, arayüz bakımını da ihmal etmeyerek, diş taşı oluşumunun önüne geçmek sizin elinizdedir.

    Hasta çok sık diş taşı temizliği ihtiyacı duyuyorsa, bu ağız içi hijyeninin iyi olmadığı anlamına gelir. Diş hekimi belirli aralıklarla temizliyor diye kişinin üzerine düşen hijyen uygulamalarını yapmaması, diş taşı oluşumunu hızlandırır. Düzenli olarak diş taşlarını temizletmek yerine, dişleri temiz tutarak diş taşı oluşumunun önüne geçmek gerekmektedir. Doğru ve düzenli diş bakımı diş taşı oluşumunu engeller. Sadece diş bakımı iyi yapılmadığı için düzenli diş taşı temizliği yapılması tavsiye edilmemektedir.

    Bazen aşırı diş taşı olan ağızlarda temizlik sonrası büyük boşluklar hissedilebilir. Kök yüzeylerinin açığa çıkması nedeniyle hassasiyet oluşabilir. Böyle durumlarda hasta tedavinin fayda etmediğini ve daha kötü duruma geldiğini düşünebilir ancak bu yanlıştır. Bu vakalar, tedaviye geç kalınması nedeniyle oluşmaktadır.

    Diş taşı temizliği bir tedavi biçimidir. Bu nedenle sadece kozmetik bir işlem olarak düşünülmemelidir. Temizlenmeyen diş taşları dişeti hastalıklarına, bu nedenle de diş eti çekilmelerine, kötü ağız kokusuna ve dişlerin kendiliğinden dökülmelerine yol açabilmektedir.

    Porselen Lamina

    Lamina latinde yaprak demektir. Dişlerin kesilmeden sadece ön yüzlerinin 0.3-0.7 mm inceltilerek yapılan ve sağlam diş dokusunun en az kaybedildiği yöntemdir. Bu inceltilen alana porselen diş laminalarının yapıştırılma işlemidir.

    Beyazlatma ile sonuç alınamayan ileri derecede renkleşmiş dişlerde,

    Yapısal formu ve şekli kötü olan dişlerde,

    Ayrık dişleri birleştirmede (diastema kapama),

    Kırık veya aşınmış dişlerin restorasyonunda,

    Rengi ve yapısı bozulmuş eski dolguların düzeltilmesinde,

    Çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak) mükemmele yakın kozmetik bir alternatif olabilir.

    Çene bozuklukları, tırnak yeme, kalem ısırma gibi kötü alışkanlıklar ileri derecede diş eti çekilmesinin mevcut olduğu durumlarda uygulanmaz.

    Eğer diş etlerinizde bir tedavi veya estetik açıdan bir müdahale gerekmiyor ise 2-3 seansta yani 1 hafta içinde yeni bir gülümsemeye sahip olabilirsiniz.

    İlk seans dişleriniz aşındırılmadan ölçüsü alınır ve çıkan modelde bir çalışma yapılır. Daha sonra dişler aşındırılır ve hassas bir ölçü materyali ile ölçü tekrarlanır. Bir sonraki randevunuzda ise laminalar dişlerinize uygulanır.

    Laminalar iyi bir ağız bakımıyla yıllarca sorunsuz olarak kullanılabilirler. Bunu da sebebi diğer yapıştırma sistemlerden daha üstün özelliklere sahip porselenden imal edilmiş olmalarıdır. Lekelenme ve aşınmaya karşı daha dirençlidirler. Ömürlerini uzatmak için ağız bakımına dikkat etmek gerekir. Ayrıca, çok sert gıdaları ısırmaktan, tırnak yemek gibi kötü alışkanlıklardan kaçınmak gerekir.

    0,3-0,7 mm lik aşındırma işlemi ile istenilen görünüş sağlanır. İşlem süresi ortalama 7-10 gün sürer.

    Sağlam, renkleri bozulmayan ve dayanıklı malzemelerden üretilirler.

    Dişlerinizin doğal yapısı bozulmadan istediğiniz estetik özelliklere (renk, şekil gibi ) sahip olması porselen lamina ile yapılabilmektedir. Diş üzerinde ya hiç bir değişiklik yapılmaz ya da az bir düzeltme uygulanır. Diş üzerinden kaldırılan miktar 0,3-0,7 mm ile sınırlıdır. Böylece hiç bir dişin kesilmesine (küçültülmesine) gerek kalmaz.

    Görünümünden memnun olmadığınız dişlerinizin bir kopyası elde edilerek üzerinde bir tasarım yapılır. Yani dişlere müdahalede bulunmadan önce, dişlerde oluşturulacak değişiklik tedavinin başında demo olarak gösterilebilir. Bu demoya mock-up denilir.

    Porselen yüzeyleri pürüzsüzdür bu nedenle sigara ve benzeri sebeplerden kaynaklanan lekelenmeleri ve diş taşı oluşumlarını minimuma indirir.

    Kahve, çay, sigara gibi dış etkenlerle renk değiştirmez.

    Materyal olarak oldukça kırılgandır. Fakat, mineye tam olarak yapıştırıldığında, germe ve çekme kuvvetlerine karşı direnci çok yükselir. Söz gelimi, yapışmış bir veneeri dişten bütün olarak sökmek mümkün değildir. Ancak elmas frezlerle diş yüzeyinden aşındırarak uzaklaştırılabilir.

    Aşınmaya karşı direnci yüksektir.

    Kanal Tedavisi (Endodonti)

    Dişin diş eti üstünde kalan ve ağız içinde görünür halde bulunan kısmına kuron, ağızda görünmeyen kemik içinde saklı kısmına ise kök adı verilmektedir. Her dişin kök sayısı kendine özgüdür. Dişin merkezinde kuron ve kök arasında yer alan bir bağ dokusu vardır. Bu doku dişe canlılık özelliği kazandıran kısımdır ve pulpa olarak adlandırılmaktadır. Diş siniri olarak da bilinen bu bölümle ilgili her sorunla ilgilenen bilim dalı endodonti’dir. Dişlerde oluşan derin çürükler, kırık ve çatlaklar, travma ve pulpada meydana gelen iltihaplar nedeniyle kök kanal tedavisi yapılabilmektedir.

    Pulpa bölgesinde oluşan enfeksiyonlar, diş çevresinde kızarıklık ve şişlik, çiğneme hassasiyeti, sıcak ve soğukta geçmeyen ağrılar şeklinde belirti verir. Bu belirtilerle bize başvuran hastalarımıza kanal tedavisi uygulayarak ilgili dişi ağızda tutmayı ve sağlıklı bir şekilde fonksiyon görmesini devam ettirerek implant veya köprü protezi gereksinimini ortadan kaldırmayı amaçlamaktayız.

    1. Lokal anestezi ile diş ve çevre dokuların uyuşturulması
    2. Çürük ve enfekte yapıların temizlenerek kök kanallarına giriş yapılması
    3. Kök kanal uzunluğunun apeks bulucu cihazlarla ve radyografi ile tespit edilmesi
    4. El aletleri ve döner aletler kullanılarak kök kanallarının şekillendirilmesi
    5. Enfekte mikroorganizmaların kanal içi dezenfektanlar kullanılarak uzaklaştırılması
    6. Kök kanallarının doldurulması ve üst kısmının restore edilmesi

    İlerleyen teknoloji ile birlikte kanal tedavisinde başarı oranı yükselmektedir. Doğru bir endikasyonla ve kurallarına uygun şekilde yapılan bir kanal tedavisinin başarı oranı %95’lerdedir. Komplikasyon riski her zaman olsa da unutmamak gerekir ki kanal tedavisi diş çekiminden önceki son başvurulacak yöntemdir.

    Merkezimizden Fotoğraflar

    Web ve Yayın Kurulu
    Dt. Bade Şenol
    Oluşturma Tarihi : 13.08.2023
    Güncelleme Tarihi : 05.12.2023

    Bu web sayfasındaki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için kullanılamaz. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

    İçindekiler gizle