Kabızlık Hemoroide Sebep Olur mu?

Kabızlık, sindirim sisteminde ortaya çıkan bir sorundur ve bağırsak hareketlerinin yavaşlaması sonucu zorlu dışkılama ile karakterizedir. Kabızlık, uzun süre devam ettiğinde hemoroid (basur) riskini artırabilir. Bu durum, özellikle kronik kabızlık vakalarında belirgindir.

Hemoroid, anüs bölgesindeki damarların şişmesiyle oluşan bir rahatsızlıktır. Kabızlık nedeniyle kişi dışkılamada zorlanır ve bu esnada gereğinden fazla baskı uygulanır. Bu baskı, anüs çevresindeki damar yapıların zarar görmesine ve hemoroid gelişmesine neden olabilir. Ayrıca sert dışkı, anüs bölgesindeki dokulara zarar vererek hemoroid belirtilerini körükleyebilir.

Kabızlık Evde Nasıl Önlenebilir?

Kabızlığı önlemenin temelinde dengeli ve lif açısından zengin bir beslenme yatmaktadır. Yeterli miktarda su tüketmek, bağırsak hareketlerini düzenler ve dışkıyı yumuşatarak dışkılamayı kolaylaştırır. Günlük 2-2.5 litre su tüketimi önerilmektedir.

Düzenli fiziksel aktivite, bağırsak hareketlerini stimüle eder. Yürüyüş, yoga ya da hafif egzersizler, kabızlık riskini azaltır. Ayrıca, bağırsak sağlığını destekleyen probiyotik içeren yoğurt gibi gıdaları tüketmek faydalı olabilir.

Kabızlığı önlemek için düzenli bir tuvalet alışkanlığı geliştirilmelidir. Tuvalet ihtiyacı hissedildiğinde bu ihtiyacı ertelememek önemlidir. Bağırsak sisteminin doğal ritmini desteklemek, kabızlığı önlemede kilit rol oynar.

Kabız Olanlar Ne Yemeli? Ne Yememeli?

Kabızlık yaşayan bireylerin lif açısından zengin besinlere yönelmeleri önemlidir. Tam tahıllı ekmek, yulaf, baklagiller, çekirdekli meyveler (elma, armut gibi) ve sebzeler (brokoli, ıspanak gibi) bağırsak hareketlerini destekler. Aynı zamanda, kuru erik ve incir gibi meyveler doğal laksatif etki göstererek kabızlığı hafifletir.

Kaçınılması gereken gıdalar ise genellikle liften fakir ve bağırsak hareketlerini yavaşlatan yiyeceklerdir. Beyaz ekmek, makarna, fast food ürünleri ve şekerli atıştırmalıklar bu gruba dahildir. Ayrıca, aşırı miktarda kırmızı et tüketimi ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

Kabızlık Kronik mi?

Kabızlık, akut veya kronik olarak sınıflandırılabilir. Akut kabızlık genellikle geçici bir durumdur ve yaşam tarzı veya beslenme değişiklikleri ile çözülebilir. Ancak, kabızlık 3 ayı aşan bir süre boyunca devam ediyorsa, bu durum kronik olarak kabul edilir.

Kronik kabızlık genellikle altta yatan bir tıbbi durumun belirtisi olabilir. Hipotiroidizm, Parkinson hastalığı veya diyabet gibi hastalıklar kabızlığa neden olabilir. Bu nedenle, uzun süreli kabızlık yaşayan bireylerin tıbbi değerlendirmeden geçmesi önemlidir.

Kabızlık için Ne Zaman Doktora Gidilmeli?

Kabızlık genellikle kendi kendine veya basit önlemlerle çözülebilir. Ancak aşağıdaki durumlarda bir doktora başvurulması tavsiye edilir:

  • Kabızlık 3 haftadan uzun sürüyorsa,
  • Karın ağrısı, şişkinlik veya dışkılamada kan gibi semptomlar eşlik ediyorsa,
  • Ani kilo kaybı veya aşırı yorgunluk hissi mevcutsa,
  • Dışkılamayı tamamen engelleyen tıkanıklık hissi varsa.

Bu belirtiler, ciddi altta yatan bir hastalığın habercisi olabilir ve profesyonel bir tıbbi değerlendirme gerektirir.

Kabızlık hemoroid gibi rahatsızlıkları tetikleyebileceği gibi yaşam kalitesini de düşürebilir. Ancak, doğru beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kabızlığı önlemek mümkün dür. Kronik vakalarda ise tıbbi yardım almak, sorunun kök nedenini anlamak ve uygun tedaviyi sağlamak için çok önemlidir.

Kaş Tıp Merkezi Logo

İstanbul / Güneşli
Özel Kaş Tıp Merkezi’nde

Lazerle Hemoroid Tedavisi
Aynı Gün Çözüm

    HEMOROİD TEDAVİSİ HAKKINDA SSS

    Operasyon ağrısızdır. Hasta operasyon sırasında ve sonrasında ağrı duymaz.

    Ağrısız bir işlem olduğundan dolayı ameliyat esnasında narkoz uygulanmasına gerek duyulmaz. Ancak hastanın konforu açısından spinal anestezi veya genel anestezi uygulanabilmektedir.

    Lazer tedavisi yaklaşık olarak 10-15 dakika arasında süren bir işlemdir. Kısa süreli operasyon sonrası hastalık tamamen tedavi edilir.

    Lazerle yapılan hemoroid tedavisinin ardından kanama ya hiç olmamakta ya da çok az miktarda olmaktadır.

    Lazerle Hemoroid Tedavisinde neşter gibi herhangi bir kesici alet kullanılmadığından kaslar zarar görmez. Bu nedenle dışkı ve gaz tutmada problem yaşanmaz.

    Lazerle Hemoroid Tedavisinde geniş doku çıkarımı olmadığı için makat darlığı gibi problemler gelişmez.

    Operasyonun ardından ağrı ve kanama olmadığından hasta aynı gün taburcu edilebilmektedir.

    Tedavi sonrası ağrı olmadığı için hasta aynı gün veya operasyondan bir gün sonra normal yaşantısına geri dönebilmektedir.

    Gebelik, bebek nedeni ile karın içi basıncını arttıran bir faktördür. Karın içi basıncın artması hormonal değişiklikler ile birleşince gebelik esnasında hemoroid sorununu ortaya çıkarabilmektedir.

    Gebelik esnasında çok gerek kalmadıkça cerrahi müdahaleden kaçınılmaktadır. Ancak diğer tedavi şekilleri gebelik esnasında anne adayının daha iyi hissetmesini sağlamak için kullanılabilir. Hamilelikten sonra ise basurun derecesine göre geç kalınmadan normal tedavi planlaması yapılmalıdır.

    Basur tedavisinde kulaktan dolma bilgilerle, tavsiye üzerine ilaç kullanmak çok tehlikeli olabilmektedir. Yanlış uygulamalar basurun evre atlamasına ve tedavisinin daha da zorlaşmasına neden olabilir. Kısa süreliğini acıyı hafifletmek için bazı yöntemler kullanılsa da hemoroidin  kendiliğinden iyileşmesinin bir yolu yoktur. Basur oluşumunun ardından vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalı ve en doğru tedavi yöntemi hekim kontrolünde planlanmalıdır.

    Kurumumuzda hemoroid tedavisi haricinde, anal fistül, anal fissür, makat çatlağı, siğil vb. tüm makat hastalıkları etkili bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu hastalıkların belirtileri benzerlik gösterdiğinden zaman zaman birbirlerine karıştırılabilir. Hastalığınızın tam olarak ne olduğunu ve en uygun tedavi yöntemini öğrenmek için bizi arayarak muayene randevusu oluşturabilirsiniz.

    Web ve Yayın Kurulu
    Op. Dr. Alp Oran
    Oluşturma Tarihi : 27.01.2025
    Güncelleme Tarihi : –

    Bu web sayfasındaki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için kullanılamaz. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.